Nicolas Leonard Sadi Carnot 18.
Yüzyıl bilim dünyasına önemli katkıları bulunan bir fizikçidir. 1 Haziran
1796’da Paris’te doğmuş, 24 Ağustos 1832’de Paris’te ölmüştür.
Carnot oldukça saygın bir asker
ailesinden geliyordu. Fransız devriminin önemli isimlerinden biri olan Lazare Carnot’un
oğludur. Sadi Carnot’un ismi ise İran’ın ünlü şairi Sadi Şirazi’den
gelmektedir. Fransa’nın hem Paris hem de Avrupa’nın çeşitli yerlerinde uğradığı
yenilgilerden sonra Fransa’nın gururunu tekrar ayağa kaldırmayı amaçlayan Carnot’un
kafasında diğer devletlerdeki askeri ve teknoljik üstünlüğe Fransa’nın da biran
evvel ulaşması vardı. O dönemin en önemli teknolojisi buhar makineleriydi.
Buhar makinesi teknolojisine sahip ülkeler güçlü ülke statüsünde bulunuyordu.
Carnot da Fransa’ya bu teknolojiyi kazandırmak için gece gündüz çalışmaya
başladı.
1824 yılında yazdığı meşhur
ateşin hareket ettirici gücü üzerine düşünceler isimli eserinde şöyle söylüyordu:
“İngilterenin buhar makinesini
elinden almak aynı zamanda kömürünü ve demirini elinden almak demektir.
Zenginliğinin tümü kaynaklarını kurutmak, refahının dayandığı her şeyi
mahvetmek, kısaca devasa gücünü yok etmek demektir.”
Carnot bu kitabında tüm ısı
makinelerinin temelde nasıl çalıştığını anlattı. Tasarladığı teorik tersinir
çevrimde ısıyı bir değirmen çarkında yüksekten aşağı doğru akan su gibi
düşündü. Isı makinelerinde ısının yüksek sıcaklıktan düşük sıcaklığa doğru
aktığını gören Carnot, bu ısı akışının daha faydalı bir işe çevrilebileceğini
öne sürdü.
Değirmen çarkında şelale ne kadar
yüksekse ürettiği güç de o kadar büyük oluyordu. Buna nispetle ısı
makinelerinde de verimliliği arttırmak için yapılması gereken şeyin ısı kaynağı
ile çevre arasındaki sıcaklık farkının yükseltmek olduğunu keşfetti.
Carnot çevriminin gösterdiği bir
başka gerçekse en ideal makinenin (Carnot ısı makinesi) bile hiçbir zaman %100
verimle çalışamayacağıdır. Çevrimin tamamlanabilmesi için ısının bir kısmının
mutlaka daha düşük sıcaklıktaki ısı alıcısına gitmesi gerekiyordu.
Carnot’un buhar makinelerinin
nasıl çalıştığı hakkında yaptığı çalışmalar yeni bir bilim dalının yani
termodinamiğin doğuşuna öncülük etmiştir. Ancak Carnot bu keşiflerinin dünyayı
nasıl etkileyeceğini göremeden 1832 yılında kolera salgınından dolayı hayatını
kaybetmiştir. Ölümünün ardından yaptığı pek çok değerli çalışma salgının
yayılma korkusundan dolayı yakılmıştır. Sadi Carnot’un fikirleri 18. Yüzyılda gelişen ısı
enerji ve hareket üzerindeki çalışmalara ışık olmuş günümüzdeki termodinamik
biliminin temellerini atan bir bilim insanı olduğu tüm dünya tarafından olarak
kabul edilmiştir.
Nicolas Leonard Sadi Carnot 18.
Yüzyıl bilim dünyasına önemli katkıları bulunan bir fizikçidir. 1 Haziran
1796’da Paris’te doğmuş, 24 Ağustos 1832’de Paris’te ölmüştür.
Carnot oldukça saygın bir asker
ailesinden geliyordu. Fransız devriminin önemli isimlerinden biri olan Lazare Carnot’un
oğludur. Sadi Carnot’un ismi ise İran’ın ünlü şairi Sadi Şirazi’den
gelmektedir. Fransa’nın hem Paris hem de Avrupa’nın çeşitli yerlerinde uğradığı
yenilgilerden sonra Fransa’nın gururunu tekrar ayağa kaldırmayı amaçlayan Carnot’un
kafasında diğer devletlerdeki askeri ve teknoljik üstünlüğe Fransa’nın da biran
evvel ulaşması vardı. O dönemin en önemli teknolojisi buhar makineleriydi.
Buhar makinesi teknolojisine sahip ülkeler güçlü ülke statüsünde bulunuyordu.
Carnot da Fransa’ya bu teknolojiyi kazandırmak için gece gündüz çalışmaya
başladı.
1824 yılında yazdığı meşhur
ateşin hareket ettirici gücü üzerine düşünceler isimli eserinde şöyle söylüyordu:
“İngilterenin buhar makinesini
elinden almak aynı zamanda kömürünü ve demirini elinden almak demektir.
Zenginliğinin tümü kaynaklarını kurutmak, refahının dayandığı her şeyi
mahvetmek, kısaca devasa gücünü yok etmek demektir.”
Carnot bu kitabında tüm ısı makinelerinin temelde nasıl çalıştığını anlattı. Tasarladığı teorik tersinir çevrimde ısıyı bir değirmen çarkında yüksekten aşağı doğru akan su gibi düşündü. Isı makinelerinde ısının yüksek sıcaklıktan düşük sıcaklığa doğru aktığını gören Carnot, bu ısı akışının daha faydalı bir işe çevrilebileceğini öne sürdü.
Değirmen çarkında şelale ne kadar
yüksekse ürettiği güç de o kadar büyük oluyordu. Buna nispetle ısı
makinelerinde de verimliliği arttırmak için yapılması gereken şeyin ısı kaynağı
ile çevre arasındaki sıcaklık farkının yükseltmek olduğunu keşfetti.
Carnot çevriminin gösterdiği bir
başka gerçekse en ideal makinenin (Carnot ısı makinesi) bile hiçbir zaman %100
verimle çalışamayacağıdır. Çevrimin tamamlanabilmesi için ısının bir kısmının
mutlaka daha düşük sıcaklıktaki ısı alıcısına gitmesi gerekiyordu.
Carnot’un buhar makinelerinin nasıl çalıştığı hakkında yaptığı çalışmalar yeni bir bilim dalının yani termodinamiğin doğuşuna öncülük etmiştir. Ancak Carnot bu keşiflerinin dünyayı nasıl etkileyeceğini göremeden 1832 yılında kolera salgınından dolayı hayatını kaybetmiştir. Ölümünün ardından yaptığı pek çok değerli çalışma salgının yayılma korkusundan dolayı yakılmıştır. Sadi Carnot’un fikirleri 18. Yüzyılda gelişen ısı enerji ve hareket üzerindeki çalışmalara ışık olmuş günümüzdeki termodinamik biliminin temellerini atan bir bilim insanı olduğu tüm dünya tarafından olarak kabul edilmiştir.