Oppenheimer kimdir? Atom bombasını Oppenheimer mı buldu?



 
oppenheimer

Oppenheimer filminin vizyona girmişiyle birlikte Fizikçi Julius Robert Oppenheimer dünyanın gündemine oturmuş kim olduğu daha da merak edilir hale gelmiştir. Bu merakları gidermek için bu yazımızı kaleme almaya karar verdik. Yazıyı bitirdikten sonra Oppenheimer hakkında yeterli bilgiye sahip olacaksınız.

J. Robert Oppenheimer 1904'te New York'ta doğmuştur, ailesi Alman Yahudi göçmeni ve tekstil işi ile uğraşıyordu. Oppenheimer henüz ilkokul yıllarındayken bile zeki olduğunu belli ediyor ileri düzeydeki fizik ve kimya kitaplarını okuyup anlıyordu.

Liseyi ise 1. Likle bitirdi ancak üniversiteye kaydını yaptıracağı sene dizanteri hastalığına yakalandı ve üniversite kaydının bir sene ertelemek zorunda kaldı. Bir sene sonra sağlığına kavuşunca üniversite eğitimi için Harvard'a kaydını yaptırdı. Üniversitede kimya alanında uzmanlaşmasına rağmen, daha sonraları fiziğe olan ilgisi artarak devam etti. Bunun sonucunda fizik alanında yüksek lisans yapmaya başladı. Bu süreçte 1906 yılında Nobel ödülünü alan JJ Thomson'un ve Max Born’un öğrenciliğini yaptı.

Oppenheimer 1927'de 23 yaşında doktorasını aldı. 31 yaşında da profesör oldu.1936'da profesör oldu. Daha çok atom altı parçacıklar, nötron yıldızları, kara delikler ve o zamanlar yeni yeni gündeme gelen kuantum fiziği ile ilgili çalışmalar yapmıştır.

Oppenheimer sosyal yaşantısında ilgi çekici ve liderlik nitelikleri yüksek bir figürdü bu etkileyici tarafı sayesinde ABD’de gençlerin fiziğe yönelmesini sağladı ve dersler vererek birçok öğrenci yetiştirdi. Bunu yanı sıra edebiyatla da ilgileniyordu hatta ilgisini çeken Hindu kutsal metinlerini okuyordu.

2. dünya savaşı yıllarında Albert Einstein’ın da aralarında bulunduğu bazı fizikçiler nükleer bombanın ilk nazilerin eline geçmesi halinde insanlığın tehlike altına gireceğini ve bu yüzden ABD hükümetinin nazilerden önce bu güce sahip olması gerektiğini ABD başkanına bir mektup ile ilettiler. Bunun sonucunda ABD hükümeti nükleer bomba araştırmalarını başlattı.

ABD hükümeti tarafından nükleer araştırmalar için bir heyet kuruldu ve bu heyete liderlik yapması için Oppenheimer’a teklif götürüldü. O zamana kadar komünist düşüncce yapısına sahip olan Oppenheimer'ın vatansever tarafı komünist tarafına baskın geldi ve verilen görevi kabul etti.

Daha sonra ABD’nin savaşa katılmasıyla birlikte atom bombası geliştirmek için çok gizli Manhattan projesi başlatıldı. Bu projenin yönetimine de General Leslie Groves getirildi. Groves ise ilk iş olarak Oppenheimer’ı bu göreve dahil etti. Daha sonra da ekibin başına tayin etti.

Temmuz 1945'te Oppenheimer ve ekibi Los Alamos'un güneyindeki Trinity test sahasında dünyanın ilk nükleer patlama testini yapmak için toplandılar. Herkes gergindi testi başarılı bir şekilde yapabilecekler miydi? Evet test başarılı bir şekilde yapıldı ve dünyanın ilk nükleer bombası burada patlatılarak test edildi. Bundan sonra ne olacaktı? Bu test dünyanın geleceğini şekillendirecekti, kimilerine göre de 2. Dünya savaşını bitirecekti.

6 Ağustos ve 9 Ağustos 1945'te ABD, Oppenheimer'ın geliştirilmesine yardım ettiği bombalardan ikisini Hiroşima ve Nagazaki'ye attı. Her iki şehri de daha önce görülmemiş bir yıkım ölçeğinde yok eden patlamalarda on binlerce kişi kişi hayatlarını kaybetti.

atom bombası

Hiroşima'ya atılan ilk bombadan sonra  Oppenheimer 2. Dünya savaşını durdurduğunu ve dünyayı değiştirdiğini düşünerek Los Alamos'daki kalabalığın alkışlarını ellerini kavuşturarak kutladı. Ancak Nagazaki'ye atılan 2. Atom bombası Oppenheimer'ın bu zafer duygusunu pişmanlık ve vicdan azabına çevirdi. Ona göre savaş bitmişti zaten bu bombanın atılmasına gerek yoktu. 1965'te yaptığı bir röportajda patlamadan sonraki anlarda Hindu kutsal kitabı Bhagavad Gita'dan bir dizenin aklına geldiğini söylemişti: "Şimdi ben ölüm oldum, dünyaların yok edicisi". Sanırım hepimiz öyle ya da böyle, böyle düşündük.”

Yaptığı bu bombanın ilerde dünyanın başına bela olacağını ve çok kan dökeceğini düşünmeye başladı. Bunu engellemek için geriye kalan hayatında nükleer silahlanmayı engelleyici çalışmalar yapmaya kendini adadı. 

Bununla birlikte hiçbir zaman pişman olmadığı hatta Hiroşima ve Nagazaki’ye atılacak bombaların nereye ve nasıl atılacağı ile ilgili orduyu detaylı şekilde bilgilendirdiği de iddia edilmektedir.

Oppenheimer 1946, 1951 ve 1967’de üç kez Nobel Fizik Ödülü’ne aday gösterildi ancak hiçbirinde Nobel ödülünü alamadı. 1965'in sonlarında gırtlak kanseri teşhisi kondu ve 18 Şubat 1967'de 62 yaşında Princeton, New Jersey'deki evinde öldü.


Yorum Gönder

0 Yorumlar
* Please Don't Spam Here. All the Comments are Reviewed by Admin.